Tıpta ‘termomineral sular’ olarak adlandırılan termal suyun kaplıcada kullanılabilmesi için o suyun yeraltından çıkan doğal termal su olması,sıcaklığının 20 derece üzerinde bulunması,litresinde ise en az 1 gram mineral bulunması gerekmektedir.

Yurdumuzda yılda en az 10 milyon kişi kaplıcalara şifa bulmaya gitmektedir. Uzmanlar, ister müzmin bir rahatsızlığı olsun,isterse sağlıklı herkesin hastalık durumlarında tedaviyi güçlendirmek için yılda bir kez kaplıca kürü almasını önermektedirler.

Termal suyun tedavi maksatlı olarak önerildiği hastalıklar:

  • Solunum sistemi hastalıkları: Astma bronşiyal, kronik bronşit, alerjik üst solunum yolları hastalıkları, pnömokonyoz.
  • Cilt hastalıkları: Egzama, akne, sedef hastalığı.
  • Kas iskelet sistemi hastalıkları: Eklem hastalıkları, kireçlenmeler, yumuşak doku romatizmaları, bazı romatizmal hastalıklar, yaralanmalar sonrası oluşan hasarların tedavisi.
  • Kalp dolaşım sistemi hastalıkları: Kalp yetmezliği, dolaşım bozukluğu, hipertansiyon, arter hastalıkları.
  • Mide bağırsak hastalıkları: Mide hastalıkları, şeker hastalığı (diyabet), şişmanlık (obezite), gut, karaciğer yetmezliği tedavisi.
  • Böbrek ve idrar yolları hastalıkları: Kronik sistit, kronik böbrek taşları, fonksiyonel yetmezlik.
  • Kadın doğum hastalıkları: Genital organın kronik hastalıkları, kısırlık, ameliyat sonrası hastalıklar, ağrılı ve zor adet görme, genital akıntı.

Nörolojik hastalıklar: Omurga hastalıkları, travmatik lezyonlar, inme rehabilitasyonu daha çok romatizmal hastalıklar, genel kas ve yorgunluk ağrıları üzerinde etkili olduğu bilinen kaplıca tedavisinin bir diğer önemli etkisi de hastanın yaşam kalitesini yükseltmesi ve yaşantısını aktif sürdürebilmesi için rehabilitasyon sağlamasıdır.

Arınma ve temizlenmeyle birlikte bünyenin güçlenmesi, dolayısıyla kişilerin hastalıklarının kötüleştirici etkilerini üzerlerinden atmaları nedeniyle kaplıca son dönemde ‘detox’ olarak da tanımlanmaktadır. Ayrıca kaplıca tedavisi almak için belirli bir yaş sınırının olmamasına dikkat çeken uzmanlar ileri yaştakiler ve çocukların da kaplıcalardan rahatlıkla kür uygulaması alabileceğini belirtmektedirler.

Çocuklarda saman nezlesi, astım gibi üst solunum yolu rahatsızlıklarında kaplıca kürlerinden yararlanılmakta iken yaşlılarda yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan birçok kronik rahatsızlıkta, örneğin hipertansiyon, kroner kalp hastalığı, diyabet (şeker hastalığı), kronik akciğer hastalığı gibi durumlarda kaplıca kürlerinin olumlu etkileri kanıtlanmıştır. Hastalıkların çeşidine göre uygun kaplıca suyunun seçimi, yararlanma teknikleri ve süreleri bir uzman tavsiyesiyle yapılmalıdır.

Kaplıca kür uygulaması bir uyarı ve uyum tedavisi olduğundan belirli bir zaman aralığında gerçekleştirilir ki bu süre genelde en az 10 gün, en uygunu 15 gündür. Yine kaplıcalardaki ideal su sıcaklığı 36-38 derecedir ancak bazı durumlarda (çocuklar ve yaşlılar hariç) 40 derecelik banyolar da önerilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir